Gündem

Başbakan Yıldırım: Kuzey Kıbrıs Türk tarafı çözümde bir adım önde

Başbakan Yıldırım, Kıbrıs görüşmeleriyle ilgili, "Her zaman Türkiye, daha doğrusu Kuzey Kıbrıs Türk tarafı çözümde bir adım önde. Hiçbir zaman çözümü kesintiye uğratacak bir davranış içerisinde olmuyorlar." dedi.

17.02.2017 - Güncelleme : 17.02.2017
Başbakan Yıldırım: Kuzey Kıbrıs Türk tarafı çözümde bir adım önde

VALLETTA

Başbakan Binali Yıldırım ile Malta Başbakanı Joseph Muscat, 1,5 saat süren baş başa ve heyetlerarası görüşmenin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi.

Malta'nın, AB dönem başkanlığını ocak ayından itibaren devraldığını anımsatan Yıldırım, "Malta daima Türkiye'yi AB'ye tam üyeliği konusunda destekleyen, şartsız, koşulsuz destek veren bir ülke, bunu takdir ediyoruz. Malta'nın dönem başkanlığı içerisinde de AB-Türkiye ilişkilerinin daha da geliştirilmesi, yeni fasılların açılması ve güncellenmesine karar verilen AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nın çalışmalarına başlanmasını ümit ediyoruz. Bu konuda gereken desteği Sayın Muscat'ın vereceğinden eminiz." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında Malta'nın demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden yana açık ve net bir tavır koymasını da takdirle karşıladıklarını dile getirdi.

Yıldırım, Muscat ile bölgesel konuları ele aldıklarını, mülteci sorunu başta olmak üzere Suriye'de barışın tesis edilmesi, siyasi çözüm bulunması, Libya'da benzer şekilde sorunların üstesinden gelinerek istikrarın sağlanması gibi konularda görüş alışverişinde bulunduklarını anlattı. 

'AB'nin hızlı adım atması gerektiğini ifade ettik'

Başbakan Yıldırım, "AB ile Türkiye arasındaki mültecilerin durumuyla ilgili, AB-Türkiye arasındaki vize serbestliği konuları ve geçmişte karşılıklı mutabık kalınan konularla ilgili bugün yaşanan sorunları da değerlendirdik ve bu konularda AB'nin daha hızlı adım atması ve yeni bir bakış açısı getirmesinin gerektiğini ifade ettik." diye konuştu. 

Malta'nın gemi sicili, filo bakımından dünyanın üçüncü büyük ülkesi olduğuna işaret eden Yıldırım, "Dolayısıyla bu alandaki mevcut iş birliğinin daha ileri taşıma imkanı olduğunu bir kez daha gördük ve teyit ettik. Ayrıca gelecek dönemde özellikle yabancı dil eğitimi konusunda Malta ile çok daha yakın çalışma imkanı olacağını düşünüyoruz. Bu konuları da etraflıca değerlendirdik." dedi.

'Çözüm, Ada'da güvenliği sağlayacak'

"Kıbrıs'ta Rum liderin müzakere masasına terk etmesi konusunda Türkiye'nin tutumunun ne olacağının" sorulması üzerine Yıldırım, bir süreden beri iki taraf arasındaki görüşmelerin Birleşmiş Milletler koordinasyonunda devam ettiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

"Evvelsi gün Anastasiadis biraz herhalde sinirlenmiş, kapıyı vurup dışarı çıkmış, 'Kriz oldu' diye haber yayıldı. Daha sonra 'Ben sigara içmeye çıktım. Kriz filan yok' diye geri geldi. Tabii her zaman Türkiye, daha doğrusu Kuzey Kıbrıs Türk tarafı çözümde bir adım önde. Hiçbir zaman çözümü kesintiye uğratacak bir davranış içerisinde olmuyorlar. Buna özen gösteriyorlar. Çözümün mutlaka sağlanması lazım, çünkü çözümsüzlüğün bedelini Kuzey Kıbrıs Türk tarafı ödüyor, kısıtlamalar yüzünden ödüyor. Rum tarafı maalesef 2004'te tüm uyarılarımıza rağmen adanın tümünü temsil edecek şekilde birliğe tam üye yapıldı. Dolayısıyla o gün çok daha kolay olan çözüm gerçekleşmedi, bugün daha zor olanı başarmakla karşı karşıyayız. Eminim ki burada varılacak çözüm, Ada'da güvenliği sağlayacak, Türkiye'nin etkin garantisini sürekli olarak temin edecek ve her iki tarafın adil, eşit yönetişim hakkını da beraberinde getirecektir."

Yıldırım, bu konuda da Avrupa Birliğinin de üzerine düşen görev olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'nin dört özgürlüklerini, dört özgürlük dediğimiz hususlarında Avrupa Birliği tarafından teminat altına alınması icap ediyor." dedi. 

'Adalet ve medya, basınla ilgili fasılları AB açsın'

Başbakan Yıldırım, bir gazetecinin "Türkiye'deki tutuklu gazetecilerle" ilgili sorusuna karşılık, basın özgürlüğü ve insanların görüşlerini ifade etmelerinin evrensel bir hak olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun altını çizen Yıldırım, "Bu hakları Türkiye'de herkes sonuna kadar kullanıyor, kullanmaya devam edecek." dedi.

"Basın özgürlüğü, gazetecilik ayrı bir şey. Basın özgürlüğü kisvesi altında terör faaliyetlerinin içinde olmak ayrı bir şey" diyen Yıldırım, bu iki şeyi birbirine karıştırmamak gerektiğini vurguladı. Bunlarla mücadele edildiğine dikkati çeken Yıldırım, bir basın kartı alıp, teröristlere lojistik destek sağlamanın, teröristlerin işini kolaylaştıracak faaliyetlerin içinde bulunmanın basın özgürlüğü ve basın faaliyetiyle izah edilen bir şey olmadığını söyledi. 

Gerçeklerin ters yüz edildiğini, bir algı operasyonuyla sanki Türkiye'de basına, basın özgürlüğüne karşı bir duruş varmış gibi sonuç ortaya çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Yıldırım, "Ben buradan açıkça bu iddiada bulunanlara şunu teklif ediyorum. Basın özgürlüğü, Avrupa için çok önemli. Adalet, hukuk devleti olmak çok önemli. 23 ve 24'üncü fasıllar... Adalet ve medya, basınla ilgili fasılları AB açsın, ne söyleyeceklerse söylesinler, biz de cevabını verelim. Buradan çağrı yapıyorum, hariçten gazel okumakla olmaz. Biz gerçek bir teklif yapıyoruz, buyursun açsınlar bu fasılları. Sayın Başbakan'ın, Malta'nın dönem başkanlığı içerisinde bu fasıllar açılsın. Bütün ne düşünüyorlarsa bu konuyla ilgili biz hepsini görüşmeye, konuşmaya varız."

'Gerekirse MHP ile bazı ortak etkinlikler de yapabiliriz'

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin referandumda AK Parti ile birlikte çalışılabileceği yönünde bir genelgesi bulunduğunun" belirtilmesi üzerine Yıldırım, 16 Nisan'da anayasada önemli değişiklik yapacak bir halk oylaması yapılacağını hatırlattı.

Vatandaşın verdiği karara göre hareket edeceklerini vurgulayan Yıldırım, "MHP ile AK Parti olarak biz bu değişikliği parlamentoya uzlaşarak getirdik. Dolayısıyla bir amaç birliğimiz var. MHP de bu değişikliğin lehinde kampanya yapıyor, biz de aynısını yapıyoruz. O bakımdan söylemlerimizin benzer olması gayet doğal. Gerekirse bazı ortak etkinlikler de yapabiliriz" diye konuştu.

'Düsseldorf'ta vatandaşlarla buluşacağız'

Almanya'daki ziyareti çerçevesinde Türklerle bir araya geleceği ifade edilerek, "Bu görüşme sadece Almanya ile mi sınırlı kalacak, devamı gelecek mi?" sorusuna Yıldırım, Malta ziyaretinden sonra Almanya Münih Güvenlik Konferansı'na katılacağını söyledi.

Başbakan Yıldırım, burada Almanya Başbakanı Angela Merkel ve birçok devlet veya hükümet başkanıyla görüşme fırsatı olacağını kaydederek, bu arada yeni göreve başlayan ABD Başkan Yardımcısı ile de bir görüşme yapacağını bildirdi.

Aynı gün Düsseldorf'ta Türk kökenli Alman vatandaşları, Türk vatandaşlarıyla bir araya geleceğini belirten Yıldırım, "Sohbet edeceğiz, hasret gideceğiz. Onları dinleme fırsatımız olacak. Kampanya süresince sadece Almanya'da değil, başka AB ve Avrupa ülkelerinde de benzer faaliyetlerimiz olacak." dedi.

Muscat: Tam ilerleme konusunda bağlılığımızı dile getirdik

Muscat, görüşmelerinde Türkiye-AB ilişkileri başta olmak üzere pek çok konuya odaklandıklarını ifade ederek, "Gümrük Birliği Anlaşması ve müzakere sürecini ele aldık. Bu konuda nasıl bir ilerleme geçirebileceğimizi görüştük. Dönem başkanlığımız süresince tam ilerleme konusunda bağlılığımızı dile getirdik." dedi. 

İç karışıklıktan geçen ve iki ülkeyi de yakından ilgilendiren Libya’ya ilişkin de fikir teatisinde bulunduklarını aktaran Muscat, "Libya’da Türkiye’nin süreci kolaylaştırabilecek anahtar bir rol oynayabileceğini düşünüyoruz. Farklı konularda üzerinde etki alanları var. Malta açık bir politika izliyor ve sahadaki farklılıkları olan oyuncuları bir araya getirmeye çalışıyor." diye konuştu. 

Muscat, öğleden sonraki iş forumunda iki ülke arasındaki ticari ortaklığı güçlendirmeye odaklanacaklarına dikkati çekerek, "Malta ve Türkiye karşılıklı yatırımlara sahip, ikili bazda iyi ilişkileri olan ülkeler. Malta, şu anda Türkiye’nin 2 stratejik iktisadi yatırımına sahip olacak. Bunlardan biri Malta serbest liman projesi, bir diğeri de Valletta’daki kruvaziyer gemileri hatları üzerine. Bu ikisi Malta’daki Türk yatırımları için önemli girdiler olacak." ifadelerini kullandı. 

Türk vatandaşlarının AB’ye vizesiz girişi konusunda Malta’nın yaklaşımı sorulan Muscat şu yanıtı verdi:

"Mart ayı başında, AB Komisyonu tarafından AB ile Türkiye arasında geçen yıl varılan anlaşmaya ilişkin rapor açıklanacak. Bu konuda samimi olacağım. Darbe teşebbüsü öncesine kadar durum iyiydi. Türkiye’deki durumu anlıyorum. Darbe teşebbüsüne maruz kalmış, terör ve bunlara bağlı sorunlarla mücadele eden bir hükümet var. Bu konuda 71 kriterden kritik 7’si beklemekte. Bu önemli 7 kriter arasında terörle mücadele yasasının yorumlanması gibi konular var. Yeterince karışık konular. Bizim dönem başkanlığımızdaki hedefimiz ilerleme sağlamak."

Muhabir: Mümin Altaş,Duygu Yener,Esin Işık,Barış Seçkin

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın